S&P DOLAR "40" DEDİYSE DOLAR KESİN 50 OLACAK! BORSA İNER Mİ ÇIKAR MI? #izleyin #borsa #dolaryorumu
Kanalımıza tekrar hoş geldiniz! Bugün dolar ve borsa'ya ilişkin son gelişmeleri, analiz ve tahminleri tartışacağız. Yabancı finans kurumlarının dolar lira kuru hakkında yaptığı tahminler hep yanlış, daha doğrusu eksik olmuştur. S&P Dolar 2024'te 40 lira olacak diyorsa, 2024'te dolar kesin 50 lira olacaktır. Şaka bir yana, dolarda işler birazdan anlatacağımız üzere hiç iyi gitmiyor. Ayrıca Borsa İstanbul orta vadede tehlikede olabilir çünkü mevduat faizleri bu kadar yükselmişken, yatırımcıları borsaya çekmek oldukça zor. Bu süreçte bankalarda risk alıyorlar ve kısa vadeli dış borç stoklarını yükseltiyorlar. Geçen yıla göre bankacılık sektörümüz kısa vadeli borç stoklarını yüzde 11 artırmış durumdalar. Kısaca Dolar-Lira kuru hem dış ticaret hesabından ve hemde finans hesabından baskı altına alınmış durumda. Ekonomi yönetiminin söylediği vaadleri yerine getirmesi ve enflasyonu düşürmesi bu tabloda pek mümkün görünmüyor. Evet, bugün yine dopdolu ve bilgi dolu bir içerikle sizlerle birlikteyiz.
Analizlere başlamadan hemen önce kanalımızı ilk defa izleyen izleyicilerimiz için kısaca EBK telegram kanalından bahsedelim. Ekonomi Bilen Kız kanalı olarak bir telegram grubu oluşturduk. Pİyasalar çok hızlı ve birçok önemli içeriği izleyicilerimizle seri şekilde paylaşmamız gerekiyor. EBK telegram grubunda bunu başarabiliyoruz. Özellikle borsa hakkındaki en son ve güncel analizleri izleyicilerimizle hızlı olarak paylaşıyoruz. Kanalımıza abone olmayı ve açıklama kısmındaki linkten EBK telegram kanalına katılmayı unutmayın.
Şİmdi devam edelim. Ülkemizde enflasyonu kontrol etmek istiyorsanız, dolar kurunu kontrol etmelisiniz. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetiminin başına geçmesiyle, Saray'ın beklentisi, Türkiyeye'nin daha geleneksel ekonomi politikasına yeniden yönlenmesiyle yabancı fonların ülkemize çekilmesiydi. Yabancı fonlar ülkemize yatırım yaptıkça, dolar kurunun artması engellenecek ve böylece enflasyon kontrol edilecekti. Ancak ne yabancı fonlar eskisi gibi gelecek ve nede lira nekadar değer kaybederse kaybetsin, dış ticaret açığı kapanacak. Bu ikisi olmadığı sürece, kısa vadede dolar aşama aşama Ocak ayında 30-31 lira ve Haziran ayında 34-35 lira aralığına kadar yükselecektir. Şimdi bu analizin detaylarına gelelim.
Ekonomide Ak Parti iktidarının ilk yıllarındaki gibi bir hava estirilmek istensede, bu asla olmayacak. Türkiye, Erdoğan iktidarının ilk yıllarındaki Türkiye değil. Hem siyasi anlamda hemde ekonomik yapı anlamında.
Yabancılar gelmek istemiyorlar çünkü batılı ülkelerin finans kurumları, demokrasinin gereği olan kurumların işlevini yerine getirmediğine ve tek adam rejimiyle yönetildiğini düşündükleri ekonomilere yatırım yapmazlar. Çünkü herşey o tek adamın ağzından çıkacak bir- iki kelimeye bağlıdır. Bu yüzden milyonlarca dolar büyüklüğündeki fonlarını riske atmak ve müşterileri nezninde kendilerini zor duruma düşürmek istemezler.
Bununla birlikte Türkiye, Ekim 2021’de uluslarası kara para aklama ile mücadele örgütü tarafından gri listeye alındı. Daha önce 2011’de gri listeye giren Türkiye, 2014 yılında çıkmayı başarmıştı. Devamında 2021 yılında bu listeye yeniden dahil edildi. Bir ülkenin gri listede bulunması, yabancı yatırımcının güveninin azalması anlamına gelmekle birlikte ülkeye sıcak para akışının da azalmasına da neden olur. İşte şu anda Adalet Bakanının değişmesi ve sürdürülen temizlik operasyonlarının arkasında yatan ana neden, Saray'ın ülkemizi gri listeden çıkarmak istemesi. Tablo oldukça net, kara para ve kaynağı belli olmayan paranın bolca bulunduğu ülkelere yabancı yatırımcılar gelmek istemezler çünkü bu onlar için bir prestij kaybıdır.
Dolasıyla Türkiye ne yaparsa yapsin, birkaç yıl boyunca finansal piyasalara düzenli yabancı para girişini sağlayacak batılı fonları çekemeyecek. Körfez ülkelerinden gelen para dinamikleri çok farklı ve o para finansal piyasalara akmıyor. Finansal piyasalara yabancı paranın girmemesi, dolar kurunu yukarıya itecek bir neden.
Mehmet Şimşek ekonomi bakanı olduğu zaman kurun 26-28 arasına geleceğini dile getirmiştik. Sorun, kurun 28 seviyesinde tutulup tutulamayacağıydı. Kurun 28 seviyesinde tutulması için tek gereken batılı sermaye girişlerinin yoğun olarak yaşanmasıydı.
Kuru sabit tutmak için Mehmet Şimşek elinden geleni yaptı. Önce faizler artırıldı ve yabancı finansal kurumlarla sürekli görüşmeler yapıldı. Ancak kendisininde dile getirdiği gibi bunda başarılı olamadı. Başarılı olamadı çünkü yabancıların gelmemesindeki ana sorun faiz değildi, Türkiyenin gri listede yer almasıydı. Şuanda ülkemizin gri listeden çıkartılması için çalışılıyor ancak bu kısa vadede olacak birşey değil.
Diğer bir konuda 20 yıllık süreçte meydana gelen ekonomideki yapısal değişim. Bir ülkenin yerel para biriminde değer kaybı yaşandığı zaman, o ülkedeki dış ticaret açığının kapanması beklenir. Ancak bu ülkemizde artık olmuyor. Ülkemiz 20 yıl sonra geldiği süreçte, yürütülen yanlış ekonomi politikaları neticesinde artık ne yaparsa yapsın dış ticaret açığı kapanmıyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi için en ciddi sorun bu dış ticaret açığının eskisinden dahada kronik hale gelmesi.
Ülkemizdeki dış ticaretin durumuna baktığımızda, Ekim ayında hem yıllık ve hemde aylık olarak ithalat ihracatın üzerinde gerçekleşmiş durumda. Ekim ayında 29 milyar dolar ithalat ve karşılığında 21 milyar dolar ihracat yapmışız, yani 8 milyar dolar dış ticaret açığı oluşmuş. 2023 Ocak-Ekim dönemindeyse İthalatımız 304 milyar dolar ve ihracatımız 210 milyar dolar olmuş. Yılın daha ilk 10 ayında neredeyse 100 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. Bu büyüklükteki bir dış ticaret açığı merkez bankası net rezervlerinin birkaç kat üstünde.
Bu iki gerçeği biraraya getirdiğimizde lirada önümüzdeki aylarda değer kaybının hızlanarak devam etmesinden başka bir seçenek bulunmuyor. Teknik grafiği incelediğimizde ve dolardaki son iki aydaki trende baktığımızda. Doların Ocak 2024'te 20-31 lira arasında ve Haziran 2024'te en az 34-35 lira bandı aralığında olacağını net olarak öngörebiliyoruz.
Borsayadaki duruma gelirsek, borsanın şu andaki en büyük düşmanı yüksek mevduat faizleri. Borsanın son zamanlarda yönünü aşağı çevirmesindeki faktörlerden biriside mevduat faizlerindeki bu ciddi yükseliş. Görünüşe göre Merkez Bankası faiz oranlarını artırmaya devam edecek ve buda borsaya yönelen parayı azaltacaktır.
İşin aslı, çok büyük bir kesim borsada büyük hayaller yazar ancak çok küçük bir kesim fahiş karlar elde eder. Birçok küçük yatırımcı borsada ya zarar etmekte yada küçük karlarla yetinmekte. Siz vatandaşa yüzde 40larda net faiz getirisi sunduğunuzda,borsanın bir avantajı onlar için kalmıyor.
Borsada bilançoların iyi gelmesi ve ekonomik durgunlukla ilgili makro verilerin henüz oluşmaması nedeniyle borsanın biraz daha yukarı gitmeye zamanı ve potansiyeli var. Ancak endeks 10bin seviyesinin üzerinde trendini sürdürmeye zorlanabilir. Yüksek mevduat faizleri, harcama ve gelirleri azaltıcı politikaların etkisini göstermeye başlaması ve yabancı fonların gelmemesi borsaya birkaç ay sürecek bir yatay seyir içine sokabilir. Bu yüzden borsanın bu seviyelerden ucuz hisseleri almak yararımıza olacaktır.
Evet, beni izlediğiniz için teşekkür ederim, bir sonraki analizde yeniden görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder